STOP‼️STOP ‼️ STOPSUZ YATIRIM YAPILMAZ1( HADİ BE ORDAN BEN YAPTIM OLDU. % 60 ZARAR ETTİM)
Aldığınız hisse düşünce düşünü izleyip duruyor musunuz.
-Tüh düştü yaa neyse önemli değil biraz sonra çıkar.
-Ya bu düşüş neden durmadı hayret neyse yarın bakarız. hele dursun bakalım.
-Al işte bu günde - %2 açıldı daha düşmez artık.
-Yuh be -%10 oldu. ayıp ya dön artık.
-Aha döndü - % 8 oldu. iyi iyi yarın çıkmaya başlar.
-Tüh Allah belanı versin bir kağıt bu kadar mı adi olur. şuna bak taban yaptı.
-Kağıt % 20 düştü1 eğer daha düşerse kafamı kıracam. şimdi satsam ne olacak zaten artık düşmez ve daha nice şeyler
Tanıdık geliyormu arkadaşlar bu cümleler. EVEEEEEETTTTTTTTTT ondan sonrada %40 lara % 50 lere zarar dayandı mı? hemen ahkam keseriz
-Efendim bu kağıt işe yaramaz artık satacam daha fazla zarar etmeyelim.( edeceğin zarar mı kaldı sanki)
-Efendim aslında borsada uzun vadeciler kazanıyormuş. Eh madem kağıt düştü burda satmak olmaz. Bende artık uzun vadeciyim.(artık
mecburen uzun vadeciyim demiyor da) evet sanırım hepimiz bu günleri yaşadık.Stop Loss unuttunuz mu.?
Yok unutmadım. o sistemi kullanmak için elimize 2 tane sopa alacağız. hisse inerken kafasına vuracağız. Yukarı çıkarken de kafasına
vuracağız. her türlü kafasına vuracağız yani. aynen öyle kurtuluş yok
1.Sopamız.: ZARAR STOPU (stop loss)
2.Sopamız.: İZ SÜREN STOP ( Tracking Stop(
Evet bu iki sopayı elimize aldık mı artık yavaş yavaş hisse ile oynayabileceğiz. ( o bizle oynamasın da) alım-satım sitemi kurmak için temelaraçlarımız tamamlanıyor. bu sistemi kurmak için temel olarak sadece 4 şey lazım. temelin üstüne tuğla koymak isterseniz oda size almış
(indikatör, formasyon gibi)
1.ÇİZGİ ÇİZMEK
2.ÇİZGİ ÇİZMEK
3.ZARAR SOPU KOYMAK
4.İZ SÜRMEK
Abi çizgi çizmeyi yanlışlıkla tekrar ettin. Yok etmedim canım. birincisi destek çizgisi, ikincisi direnç çizgisi. Bu dördünü iyice öğrendik mi? grafiğin altından, üstünden, sağından, solundan, çaprazından velhasıl ne kadar yönü varsa girip çıkacağız.
HOCAM DESTEKLERİ BULMAK ZOR OLMAYA BİLİR.AMA DİRENÇLERİ BULMAK ZOR GİBİ.ÇIKIŞ YAPAN KAĞIT İÇİN TABİKİ.BELKİDE BENDE HATA DA OLABİLİR.DİRENÇ
HESAPLAMAK DA.ÇIKAN KAĞIT DA DİRENÇ HESAPLAMASINI BİLMİYOM.Bİ ÖRNEKLE GÖSTERİRMİSİNİZ.LÜTFEN
Direnç hesaplamayla şu an için uğraşmayacağız. işimiz temel bilgi olduğu için. sadece grafiğe bakarak, direnç yerlerini görebilirsin. aslında iyi ki sordun. destek noktalarıyla ilgili grafik verdik ama direnç noktalarıyla ilgili grafikleri sizinle her paylaştığım grafikte işaretliyorum .Ama anlatım diliyle izah edeyim direnç hakkında şunu bilirsen yeter. son zamanların en yükseği dirençtir.
Eğer haftalık bakıyorsan bir hafta içindeki en yüksek yer o haftanın direncidir
Eğer aylık bakıyorsan bir ay içerisindeki en yüksek yer o ayın direncidir.
yeni en yüksekler yeni direçler olur.
ZARAR STOPU :
Zararın belli bir süreliğine izin verilmesi ve zararın devam etmemesi için kullanılan bir zarar sigorta aracıdır. Tuhaf bir tanım oldu. Fakat
biraz daha açınca iyi olacak. Bir hisseyi almaya karar verdik. Hisseyi hemen alıyoruz. (olurrrmu yaaaaaaa) tamam arkadaşlar haklısınız
hemen almıyoruz. Ya desteğe gelmesini bekleyeceğiz. Yada direnç çizgisini kırmasını bekleyeceğiz. Ya da penguen dalışı sistemini
kullanacağız.( oda ne yaaaaa) ohoooo sizde çok şey istiyorsunuz. Sabırrrrrrrrrrrrrrr oda gelecek aslında hepiniz bu dalışı çok seviyorsunuz :)
Evet arkadaşlar. Zarar stopu zararımızı sigortalayan bir araçtır dedik.( ne yani paramızı geri mi veriyor.) Hee çok Beklersin. Diyelim ki
hisseyi aldık. Hisse alınırken ilk yapılacak iş kar hedefidir..( stop stop hop dur bakalım yanlış) Hisse alınırken ilk yapılacak iş zarar
hedefidir.( zarar hedefleyen adamı ilk defa görüyoruz..) Evet şimdi doğru oldu. Hisse alım fiyatı tespit edildikten sonra.. İlk işimiz alım
noktasına gelmesini beklemek.ikinci iş hisseyi almadan önce ne kadar zarara katlanabileceğimizi kararlaştırmak olacak. Ne kadar zarara katlanacağınızı kararlaştırmadan sakın ha sakın hisseyi almayın.
Peki ne kadar zarara katlanacağız. Bunun bir kaç yöntemi var.
KAFADAN ATMA YÖNTEMİ
Mesela atıyoruz.. %30 zarara razısınız. O zaman zarar sopunuzu aldığınız fiyatttan % 30 aşağıya koyacaksınız. Mesela hisse 50 tl. 50 nin % 30 =15 tl yapar o halde zarar sopunu 50-15=35 tl ye koyacağız. Bu ne demek? Eğer hisse 35 tl ye düşerse gözünü kırpmadan satacaksın demektir.
2.KADEME STOPU (BURADA ZARAR STOPU KADEME ÜZERİNDEN HESAPLANIR)
Diyelimki hissemiz 5 er 5 er artıyor. O halde kadememiz. 5lik kademe. Zarar stopumuzu 4 kademe aşağı koyduysanız. 4*5=20 yapar o
halde 50-20=30 yapar.. Bu ne demek? Zarar stop fiyatım 30 ytl..hisse 30 tl ye düşünce gözünü kırpmadan satacaksın demek.
3. YÜZDELİK STOP (KİŞİ KATLANABİLECEĞİ ZARARI % LİK OLARAK TANIMLAR. RİSKE GÖRE %10 İLE % 2 ARASI DEĞİŞİR)
Yukarıda verilen % delik kısımlar kesinlikle ve kesinlikle kesin değerler değildir. İsteyen %20 koyar isteyen %1 koyar.. Kişinin risk iştahına bağlı. Hisse fiyatımız 50 idi. Zarar stopum % 4 O halde satış fiyatım=50-2= 48 Zarar stopum % 8 o halde satış fiyatım=50-4=46 22 yani bu ne demek hisse o fiyatları gördü mü satılacak demektir.
4.OYNAKLIK STOPU.. (AVARAGE TRUE RATİNG (ATR) GÖSTERGESİNE BAKILARAK TESPİT EDİLİR)
oynaklıktan kastımız fiyatın gün içerisinde ne kadar hoplayıp zıpladığıdır.. Fiyatın oynaklık seviyesini ölçmek içinde o göstergeden
yararlanacağız. Hisse fiyatımız 5o ATR=5 ise Zarar stopunu 50-5=45 e koyacağız..
En güzel mesafe bu mesafedir. Yani oynaklık stopu en güzel stoptur.(kişiden kişiye değişir) hangi stopu seçerseniz seçin.
İş onu seçmekle yetmiyor.. Asıl iş fiyatlar o seviyeye geldiğinde hisseyi gözünü kırpmadan satabilmektir.
DÜŞEN KAĞIT TA.DİP OLUŞMADAN ALIM YAPMAYIN DİYON.DÜŞEN KAĞIT DA ORTALAMA YAPILMAZ.ZARAR KES YAPILIR.TEKRAR ALICAKSANIZ EGER DİP SEVİYESİ OLUŞMASI
NI BEKLEYİN DERİM.
Dibi oluşmadan alım yapmayın mı demişim. Düşen kağıtta ortalama yapılmaz mı demişim. Ben göremedim. Ah işte mayday kardeş zaten bu yüzden kaybediyoruz. Dip oluşması mı? O da ne buna gerek yok ki? Bizim diple tepeyle işimiz yok.
Zarar stopu konusunu net özümserseniz önce kazanmış olursunuz. Ve kuracağınız al-sat sistemine yaklaşırken. Biraz da psikolojimizi hazırlayalım.Piyasa katılımcıları hakkında bir genelleme yapacak
olursak, üç ayrı yatırımcı tipinin öne çıktığını görürüz. Bunlar, GALİPLER, FAYDACILAR ve BEYHUDE’lerdir.
GALİPLER bu işe para kazanmak, kâr etmek için girmişlerdir. Başarılı yatırım yapmanın gerektirdiği becerilere sahiptirler ve iyi
bilgilendirilmişlerdir. Bu sınıfa dahil olanlar diğerlerinden daha iyi kağıt, daha iyi portföy seçerler, zamanlamaları daha iyidir, istedikleri
fiyatı bulmak için daha iyi pazarlık yaparlar, daha iyi hazırlanmışlardır, daha iyi birer analistlerdir, daha hızlı davranırlar, işlerine daha fazla dikkat verip daha iyi konsantre olurlar ve eldeki bilgiyi daha etkili bir şekilde organize etmesini bilirler. Piyasaları (fiyatları) etkin kılan bu sınıftır ve likiditeyi de onlar sağlarlar.
FAYDACILAR, bir takım dış faydalar elde etmek amacıyla işlem yaparlar. Onların asıl amacı kâr etmek değildir. Elbette kâr etmek ek bir
tatmindir ama, onlar için piyasalarda alıp satmanın verdiği heyecan, eğlence daha önemlidir. Bu eğlence ve heyecandan elde ettikleri
getiri, kayıplarından daha fazla olduğu müddetçe işlem yapmaya devam ederler. Genellikle sonuçta para kaybederler.
BEYHUDELER ise piyasadaki yatırımcıların büyük bir çoğunluğunu oluştururlar. Piyasaya kâr etmek amacıyla girerler ve ama biraz sonra göreceğimiz bir dizi nedenden dolayı bu amaçları gerçekleşmez ve devamlı para kaybederler. Başarılı yatırım yapmak için gereken beceri, bilgi ve kaynaklardan yoksundurlar ve sağduyusuz (rasyonel değil) davranırlar. Beklentilerinin neden gerçekleşmediğinin (neden para kaybetmeye devam ettiklerinin) nedenlerini ya anlayamazlar, ya anlamaya çalışmazlar, ya da anlamayı şuur altında reddederler.
Faydacılarla beyhudelerin kayıpları, galiplerin kârlarıdır. Değişim faydacılarla başlar.Gereken beceri, bilgi ve kaynaklara sahip olmaya
başladıklarında bir üst sınıfa (galipler) terfi ederler ve kalan faydacılarla beyhudelerin kaybettiği paraları kazanmaya başlarlar. Zaman
içinde, beyhudelerin bir kısmı da faydacılar rütbesine terfi eder. Eğer piyasa katılımcılarının sayıları sabit kalacak olsaydı, eninde sonunda tüm alt sınıflar (faydacılarla beyhudeler) yeteri kadar beceri ve kaynakları edinerek galipler sınıfına terfi ederdi. Bu durumda herkes galipler sınıfına dahil olacağından bu sınıfın kazanacağı parayı kaybedecek bir sınıf kalmaz, bu da piyasaların sonu olurdu. Ne var ki, böyle bir şey olmayacak. Ne faydacıların ne de beyhudelerin ardı arkası kesilmeyecek. Bu alt sınıflar piyasalara iştirak etmeye ve gerekli beceri ve kaynaklara sahip olan galiplere gönüllü olarak para yetiştirmeye ilelebet devam edecekler. Bu sınıfların hangisine ait olacağınızı seçmek sizin elinizde. Başarılı olmak için gerekli beceriler ve biraz da şans lâzım. Burada şansın rolünü küçümseyemeyiz ama uzun vadede yeterli becerilere sahip olan yatırımcılar her zaman için şanslı yatırımcılardan daha kazançlı çıkacaklar. Beceri, getirileri sistematik olarak etkiler.
Öte yandan, şans gelişigüzel bir kavramdır ve zaman içinde iyi şansla kötü şans birbirini dengeleyecektir. Başarılı yatırımcı olmak için
gerekli beceri ve kaynaklara sahip olamayan çoğunluk para kaybetmektedir, çünkü, en basit ifadelerle, ne yaptıklarını bilmemektedirler.
Başarılı olmak için ne yapılması ve hangi beceri, kaynak ve bilgilere sahip olunması gerektiğini öğrendikleri zaman diğerlerine karşı bir
avantaj yakalamış olurlar. İstikrarlı bir şekilde başarılı olmak için bu avantaja sahip olabileceğinizin ve daha sonra sahip olduğunuzun
farkında olmanız gerekir. Ancak bu sayede bu avantajı diğerlerine karşı kullanmaya başlayabilirsiniz. Belli bir zamanı birlikte geçirdikten sonra bu avantajların neler olduğunu ve onları nasıl yakalayabileceğimizi göreceğiz. Bunları ya zor yoldan (para kaybederek) ya da kolay yoldan (çalışarak) öğrenebilirsiniz. Burada o kolay yolu bulmaya çalışacağız.
"İŞİNİ PLÂNLA, PLÂNINI İŞLET
Galiplerle beyhudeler arasındaki farklılıkları ele alalım.
Bu bir deneyim meselesi mi yoksa kimilerimiz iyi trader’lar olarak mı doğduk? Risk
ve kârlılık arasında nasıl bir bağlantı var? Galipler daha fazla mı risk alıyorlar? Mark Douglas galip olmak için üç aşamadan geçmek
zorunda olduğumuza işaret ediyor: a) kâr vaat eden pozisyonu belirle, pozisyona doğru zamanlarda nasıl girilip çıkılacağını plânla ve
c) sermayeni istikrarlı bir şekilde artırmaya çalış. Bunları beceremiyorsan mutlaka bilenlerin yanında ol..Üçüncüsü sanki zormuş gibi geliyor değil mi? Halbuki hiç de değil. Bütün yapılacak iş, önceden belirlenmiş, test edilmiş ve başarılı olacağına kanaat getirilmiş plânı (sistemi) taviz vermeden uygulattıracak disipline sahip olmak.
Çoğumuz piyasalarda işlem yapmaya başladığımızda önemli bir seçim yapmak zorunda kalırız (ya daha sonra olumsuz koşullarda
bizi parasız bırakıp piyasanın dışına iten belli bir yöntemi uygulamaya başlarız ya da geniş bir bilgi ve beceri yelpazesini sindirerek doğru beceriyi doğru zamanda kullanma yöntemine başvururuz). Bu yaklaşımların hiçbiri doğru veya yanlış değil ama her ikisi de performans raporunun satır aralarının dikkatlice incelenmesini gerektiriyor. Beyhudelerin çoğunun ya yanlış ya da pek iyi anlamadıklarından (veya anlamak istemediklerinden) dolayı çalışmayan doğru bir giriş-çıkış stratejisi bulunur. Çoğu kez, yöntemlerindeki önemli hataları fark edemezler, çünkü o yöntemi ya bir kitaptan ya da yanlış koşullandırmadan (örneğin hatalı bir karar sonucunda para kazanmış olmak) öğrenmişlerdir. Halbuki, galipler stratejilerindeki zayıf noktaları gayet iyi bilirler ve hep bir zarar-kontrol mekanizmasını devrede tutarlar.
Kâr ve zararlarınızı çözümlemeden (performans raporu) yönteminizi kuvvetli ve zayıf yönlerinin farkında olamazsınız. Piyasaya
yaklaşımınız hayat tarzınıza, kişiliğinize ve duygusal yapınıza uymayabilir. Bunu ancak performans raporunu okuyarak ve anlayarak
keşfedebilirsiniz. Trader’lar, disiplin kelimesinin vücut bulmuş halleridir. Birde day tradeler vardır onlar disiplin kelimesini çok sevmezler Ne de olsa “piyasa silahşoru” olmak çok daha seksi bir kavramdır.
Ne var ki, çoğunluk kendi kurallarını bile uygulama disiplininden yoksundur. Ne tuhaftır ki, neden para kaybettiklerinin nedenlerini görmezden gelen aynı kişiler trading, teknik analiz, temel analiz, takas analizi vs. gibi eğitim seminerlerine kepçeyle para akıtırlar. Halbuki kişisel disiplin öyle seyirciler arasında oturup öğrenilecek bir şey değildir. Yatırım yapmanın ve trading faaliyetinin en zor yönlerinden bir tanesi orijinal yatırım felsefenize bağlı kalmaktır. Başta herkes bağlı kalacağını söyler ama uygulamada işler değişir. HOCAM Gerel ne oldu.? ( Yatırım süremiz 6 ay)Etrafınızdaki insanlar, gelişmeler, psikolojik engeller daha ilk fırsatta sözünüzden döndürüverir sizi. Başta bir plânla ve iyi niyetle başlarsınız ama belki bir haber ya da yatırım uzmanınızdan bir yorum dayanılmaz bir baskı haline geliverir. Özellikle plânınızda “en iyiyi umut et ama en kötüye de hazırlıklı ol” kısmı yoksa beklentiler artar, duygular dizginleri ele alır. Başta hazırlıklı olduğunuz o düşüş geldiğinde en kötü yerde pozisyondan çıkmaya koşarsınız. İşte ilk başta seçilen plâna bağlı kalmak bu nedenden dolayı önemlidir. En kötü senaryoda bile, plâna bağlı kalıp da para kaybetmenin verdiği zarar duygusal tepkilerin sonuçlarından çok daha hafif olacaktır. Disiplinin yanında bir pozitif beklenti koşulu unutulmamalıdır. Bu az anlaşılan kavram, yatırım stratejinizin temel taşı olmalıdır. Çoğu yatırımcının, uyguladıkları stratejinin pozitif beklentisi olup olmadığından haberi bile yoktur. Sistematik yaklaşım ve ürettiği performans raporu bu beklentinin pozitif olup olmadığını bize bildirir. Pozitif beklenti denkleminin satış tarafı alış tarafından daha önemlidir. Bazı araştırmalar, pozitif beklentisi olan işlemlerde yazı tura atarak pozisyona girilse bile sonuçta kârlı çıkılacağını ispat etmiştir. Evet, doğru okudunuz. Pozitif beklentisi olan bir oyunda tahtaya dart atan şempanze bile para kazanabilir ama bu kıllı akrabamızın sorunu beyhudelerin sorunuyla aynıdır. Her ikisi de masadan parayı alıp kalkmasını bilmez. Pozitif beklenti, güçlü bir pozisyondan çıkış stratejisi gerektirir.
(risk yönetimi yöntemleri, zarardan çabuk çıkıp kârda oturmak, R/K oranı, vs.) ama her nasılsa kaybedenlerin (beyhudelerin) sayısı her
zaman kazananlardan (galiplerden) daha fazladır. Bunun nedeni “hesap erimesi” olgusudur. Her stratejide hesap erimesi olur
(galiplerinkinde de). Ne var ki, disiplini olmayan yatırımcılar para kaybetmeye başlayınca kârlı olabilecek yöntemlerini terk ederler,
Çünkü piyasadan “derhal” talep ettikleri doyumu almamaktadırlar. Bu şekilde bir kısır döngü içine girerler. Piyasalardan kâr etmek amacıyla bir strateji geliştirirler; bu stratejiyi kafaları bozulana dek uygularlar; kafaları bozulunca terk edip yeni bir strateji arayışına girerler. Bu süreçte, stratejilerinde pozitif beklenti olup olmadığına bakmamışlardır bile. Başka bir ifadeyle, kendi diktikleri ağacın olgunlaşıp meyve vermesini bekleme disiplinine sahip değillerdir. Disiplinli olmak yaptığımız işi sıkıcı yapar, çünkü her koşulda, her gelişmede ne yapacağımız bellidir. İşin heyecanı kaçar. İşte kaybetmeye mahkûm olanların kaderi de bu heyecan beklentisidir. Onlar piyasaya kâr etmek amacıyla hazırlanmış bir plânla kâr etmek için değil, eğlenmek ve heyecan duymak için gelmişlerdir. Grafiklerin arkasındaki gizem, uzak olsa da kâr olasılığının varlığı, çabuk zengin olma hayali gibi romantik fantezilerin cazibesi çok ağırdır. Kaybetmeye başladıklarında pozisyonlarını açık bırakıp gözlerini kaparlar ve yakalandıkları kapanın kıskacının mucizevi bir şekilde açılıverileceğini umut ederler.
Galiplerin ise böyle romantik amaçları yoktur. Heyecan ve eğlence, oynadıkları o sıkıcı (disiplinli) oyunun bir parçası değildir. Onlar zengin olmak ve bu işin nasıl yapılacağını bildikleri için ordadırlar. Kendi başarılarına hayranlık duymazlar, yöntemlerinin sırlarını sadece yakın çevreleri ile paylaşır ve başkalarıyla paylaşmazlar ve metodik yaklaşımları boyanın kurumasını seyretmek kadar sıkıcıdır. Özenle inşa ettikleri sistemleri, ne kadar basit olsa da yıllarını almıştır. Sonuçta yaşamları, sorgulanmadan emrine uyulacak o sinyali bekleme yavanlığına indirgenmiştir. Halbuki beyhudeler piyasanın girift mekanizmasını – grafikler, sinyaller, çarklar, vidalar – öğrenmek istemezler, çünkü bunların öğrenilmesinin işin romantizmini mahvedecektir. O gizem, o kâr serabı, o bilinmeyen, hepsi, çok fazla şey keşfedilirse kaybedilecek olan bir heyecan girdabının dönmesine yardımcı olmaktadır. Tutanhamon’un mezarıyla Titanik de heyecanlıydı, ama yıllardır isimlerini bile duymuyoruz.
Keşifler yapılıp bittikten sonra halk gazetelerde başka heyecanların peşine düştü. Galipler bu heyecan ve maceranın değil kâr peşinde
oldukları için piyasalar hakkında öğrenilecek her şeyi ararlar. Hepimize doğuştan enjekte edilen değerlerden bir tanesi de yaptığımız işi
sevmek olmuştur. Belki de bu doktrinin dozu biraz fazla verilmiştir. Elbette işimizi sevmek onu daha iyi yapmamıza yardımcı olur, ama öte yandan işinizi ne kadar iyi yapar hale gelirseniz o iş o kadar sıkıcı hale gelir. Yeni engeller, yeni çıtalar, yeni heyecanlar azalır. Belki de bir trader veya yatırımcı olmayı, iş sahibi olmakla aynı kefeye koymamak gerek. Burada karar sizin. Bu işe niye girdiğinizi siz seçeceksiniz. Kâr mı yoksa heyecan mı? Piyasalarda oynanan en büyük oyun hayatta kalma oyunudur. Hayatta kalmak istiyorsanız galipler gibi düşünmek zorundasınız. Para kazanmak için kapandan kurtulup peynire ulaşmanın ne gerektireceğini iyi anlamış olmanız gerekir. Hatta daha iyisi, kapana girmeden peynire ulaşmaktır. İşte işin sırrı da buradadır. Zaman içinde hepimizin kapana kısıldığı anlar olacaktır ama seçenek ortadadır: kaçmak veya yatıp avcının gelip bizi almasını beklemek. Bu seçimi yapmak için, hayatta kalma oyununda kimin av kimin avcı olduğunu iyi anlamamız gerekir. Bu o kadar zor değildir. İşi basitleştirecek olursak, yaptığımız tek iş, aynı amaç için oraya gelmiş ve ellerini bizim cebimize sokmaya çalışan insanların ceplerine ulaşmaya çalışmaktır. Eğer cebine ulaşmaya çalıştığımız kişinin beceri ve kaynakları bizimki kadar iyiyse bunu yapma şansımız azalır. Bu anlatımı amacı, av olmamak için bu becerileri edinmek (disiplin ve doğru davranış biçimleri) ve avlanmak için bu becerilere sahip olmayanları seçmektir. Bu konuya gelince aklıma hep İstanbul’un menkul kıymetler borsası nda sık sık dile getirilen o küçük anekdot gelir: İki dağcıyı bir ayı kovalamaya başlar. Dağcılardan birisi çivili dağcı ayakkabısını koşu ayakkabısıyla değiştirmek için durup eğilir. Arkadaşı korku ve heyecan içinde bağırır, “Deli misin sen? Ayıdan daha hızlı koşamazsın ki!” Diğeri yerden kafasını sakince kaldırır ve şöyle cevap verir: “Ayıdan değil, senden daha hızlı koşmak için değiştiriyorum.” Piyasalarda çabucak zengin olmak (veya çabucak iflâs etmek) için sayısız fırsat vardır. Bu fırsat kalabalıkları hep cezbetmiştir. Bu kalabalığın arasında spekülatörler, işe yeni başlayanlar, deneyimliler, emekliler, borçlarından kurtulmak isteyen profesyoneller, vs. bulunur. Paralarını almak istediğiniz kişiler bunlardır. Ayıya yakalanacak olan da onlardır. Ayıdan (piyasadan) kaçamazsınız. Piyasayı yenemezsiniz. Piyasanın merhameti olmadığını çabuk öğrenenleriniz, ayıdan değil,ayıdan kaçanlardan daha hızlı koşmayı ve aynı piyasa gibi merhametli olmamayı öğreneceklerdir.
Kimilerimiz bu dersi erken, kimilerimiz geç alır. Bir trading stratejisi ve sistemi sa oluşturmak için yıllarını verir, daha sonra kenarda
kalmamız ve denenmiş stratejimizin kurallarına uymamız gerekirken o tüyonun, o albenili görüşün peşine düşüp pozisyona girerek ayıya yakalanırız. Sonuçta hayatta kalanlarımızın yanına tek bir ders kalır: İşinizi plânlamış ama plânınızı işletmiyorsanız, bir plânınız yok
demektir!" BU BİLGİLERİ İYİCE ÖZÜMSEYİN. ÇÜNKÜ YATIRIM SİSTEMİMİZİ KURARKEN LAZIM OLACAK. HATTA TEKRAR TEKRAR OKUYUN.
VE HATALARINIZI HANGİ SINIFA GİRDİĞİNİZİ TESPİT EDİN. BEYHUDE SINIFINDAN ÇIKIN.